11 Ağustos 2010

herşey ortada artık


sus söyleme bir şey söyleme artık sus söyleme her şey gereksiz artık bana düşen dönüp de gitmek...sonunda elimde kalan bir avuç hüzün ve keder. yeter yeter söyleme artık kelimeler kanatır yarayı. gözlerin anlatıyor mutlu aşk yoktur ...oysa ben sana neler adamıştım. içli şarkılar, kırık ezgiler yüreğimden süzülüp gelen... bırakıp gittin beni bir gün yollarda...sus söyleme
herşey ortada artık

6 Ağustos 2010

hiroşima


bir çocuk yüreği

unutur,

ama bağışlamaz


Jose Mauro de Vasconcelos

4 Ağustos 2010

umut


en güzel deniz:

henüz gidilmemiş olanıdır

en güzel çocuk:

henüz büyümedi

en güzel günlerimiz:

henüz yaşamadıklarımız

ve sana söylemek istediğim
en güzel söz:

henüz söylememiş olduğum sözdür...
Nazım Hikmet Ran

2 Ağustos 2010

1/2




yarısı sensen sevginin
yarısı da ben

senin olmadığın yerde
ikimiz adına sevemem ben


Tevfik Yalçın

kuyrukluyıldız


gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler
söz birliği etmişcesine

"aşk hastalığıdır bunun adı
ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra"

oysa ne yalan söyleyeyim,
ben yalnızca
bir kuyrukluyıldıza
çarptığımı sanmıştım
yaşamın çıkmaz sokaklarında yürürken
yüreğim bir patlamayla aydınlanınca

Akgün Akova

1 Ağustos 2010

kanatlarına güven

aşkımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim
sırt çantalı bir duman gibi
bir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız
sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda
sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman
yürüdüğümüz yollar daralırken
çökerken altımızdaki merdivenler
sevgilim yalnızca kanatlarına güven

sevdalılar bilir bir kuş yağmurudur ilkbahar
sevmeyi beceremeyenlerin koyduğu yasaklar çözülüp gider çocuk gölgelerinde yazın ve ağzımızın içinde dağılır aşk sapsarı bir şeker gibi erirken sonbahar bitmeyen bir kıştan söz açılırsa sevgilim
sevgilim yalnızca kanatlarına güven








elimi uzattığımda sana gemileri göstermek için
dümende kan kokusuyla bayılmış bir kaptan
ateşin yüreğine sürüklenen bir ülke ufukta
ve çekirge sürüleri yolcu bavullarından çıkan
sevgilim
dökülürken tüyleri savaş uçaklarına çarpan güvercinlerin
her gün değişen atlasların içinde tara saçlarını

ve yalnızca kanatlarına güven

götürürlerse bir gün beni ellerim iplerle bağlı
şiirlerimin bilmediği yerlere ve hiç kimsenin
alnımdan fırlayacak göçmen bir kuş gibi dur
dünyanın paslanmış sırtında
ve bensizliğe havalanırken
korkma sevgilim
sevgilim yalnızca kanatlarına güven

Akgün Akova

geriye kalan...


bir anahtar verdindi bana
kabaran yüreğimi bilerek
kullanıp durdum onu gönlümce
aşkıma kenar süsü diyerek
aşındırdım dişlerini zamanla
geriye ben kaldım işte

yalan olur sevmedim dersem
ama yolcu yolunda gerek
ey ömrümün uğuldayan durağı
yanlış bir hesaptan dönerek
benli günlerini sil istersen
geriye sen kaldın işte


Metin Altıok

işaret


bir cam gibi önünde
yüzümü elinle sil
hohlayarak üstüne
seyret boş bir sokağa
hüzünle yağışını yağmurun
sonra kaplasın yavaşça
ılık buğusu soluğunun
yüzümü baştanbaşa
ve bırakıp gittiğinde
bir küçük boşluk kalsın
alnını dayadığın yerde
bir yalnızlık işareti
işleyen ta içime


Metin Altıok

başka kent


"başka diyarlara, başka denizlere giderim"dedin
"bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa
sanki bir hükümle yazgılanmış her çabam
ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya
daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım
nereye çevirsem gözlerimi nereye baksam burada
gördüğüm kara yıkıntılarıdır hayatımın yalnızca
yıllar yılı yıktığım ve heder ettiğim hayatımın"
yeni ülkeler bulamayacaksın bulamayacaksın yeni denizler
hep peşinde izleyecek durmadan seni kent
dolaşacaksın aynı sokaklarda
ve aynı mahallede yaşlanacaksın
ve burada bu aynı evde ağaracak aklaşacak saçların
hep aynı kente varacaksın bir başka kent bekleme sakın
ne bir gemi var ne de bir yol sana
nasıl heder ettiysen hayatını bu köşecikte
yıktın onu işte yok ettin onu tüm yeryüzünde

Konstantinos Kavafis

aşk


"bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce aşık olur.
ne mutluluktur öte yandaki, ne de tadıyla meraklandıran bir acı.
aşk diye buna denir:
bir insan bir insanda tekinsiz bir ev görür"


Muz Sesleri' nden (Ece Temelkuran)


öleceğini hatırla


Ölüm geliyor birden aklıma ölüm
Bir ağacın gövdesine sarılıyorum.
Cemal Süreya

artık burdan gitmeli...


benim için bir rüzgar
-artık burdan gitmeli-
geçirmiş üzgün ipliğini
acının iğnesinden
işlemiş göğsüne isminin baş harflerini
benim için bir rüzgar
-artık burdan gitmeli-
üfürmüş yollarını tozların
geçerek yüzüğünün içinden
koparmış saçlarımdan üç beyaz teli
senin için bir rüzgar
-artık burdan gitmeli-
Metin Altıok